
A.Einstein’ın ‘Bir insanda ÖNYARGIYI parçalamak, atomu parçalamaktan zordur.’ dediği gibi önyargılar, engellilerin de iş hayatını olumsuz etkileyen en önemli faktörlerin başında gelmektedir.
‘İşveren ve çalışanların engelliler hakkındaki önyargıları aslında yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Bu durum uygunsuz etkileşimler oluşturarak engellilerin iş hayatında ve toplum içinde eşit yaşam koşullarına sahip olmalarını olumsuz etkilemektedir.’
Önyargı: dışlama + duyarsızlık + ötekileştirme + bencillik = Ayrımcılıktır.
Yukarıdaki önyargı tanımına bir de kalıplaşmış düşünceler bütünlüğü olarak baktığımızda iş dünyasında işveren ya da çalışanların bir başka kişi ya da engellilere karşı hiç düşünemeyeceğimiz sebepsiz ve hiçbir gerekçe olmadan zihinlerinde taşıdıkları kabul edilemez olumsuz düşüncelerdir. Bu düşünce kalıpları, ilk bakış da olumlu ya da olumsuz olmakla birlikte yanlış ve yetersiz bilgilere dayalı genel yaklaşımlardır. Kalıplaşmış düşünceler olumsuz oldukları gibi önyargı ve ayırımcılığa yol açmaları nedeniyle engellilerde çok ciddi anlamlarda tamiri imkansız olabilecek zararlara neden olmaktadır. Eğer bir örnek vermek gerekirse önyargılar, acıma, duygu sömürüsü, burukluk, endişe, korku, öfke, tiksinme, hor görme, kıskançlık, gibi yaklaşım ya da düşünceler olarak ortaya çıkmaktadır. Önyargının en önemli diğer olumsuz yönü ise ayırımcılık olduğu için engellilerin diğer çalışanlara oranla aynı hak ya da fırsat eşitliğine sahip olmamaları ve dezavantajlı duruma düşürülmesidir. Tam da bu nokta da engelli çalışanların karşılaştıkları, negatif yaklaşımlar, görmezden gelme, tehdit etme, uzak tutma ve düşmanlık sergileme gibi davranış ya da düşüncelerin olmasına neden olmaktadır.
Engelli çalışanlara karşı işveren ve çalışanların ilk önyargılı tavır ya da düşünceler onların fiziki görünüş, istem dışı vücut hareketleri ya da engellerine dayalı ortaya çıkan görüntülerine karşı oluşur. Eğer örnek verecek olursak aşağıdaki kalıplaşmış düşünceleri sıralayabiliriz.
· Komik
· Uğursuz
· Külfet oluşturan
· Kurban ya da acınacak insan olarak,
· Korkunç ya da acayip bir varlık olarak,
· Toplumun, ailelerinin veya kariyerlerinin üzerinde bir yük olarak,
· Diğerlerinin güvenlik ya da rahatlığına yönelik bir bela veya tehdit olarak,
· Kabiliyetsiz ya da yeteneksiz olarak adlandırılarak,
· Birden fazla engeli olan kimseler olarak ( tekerlekli sandalye kullanan bir kişinin aynı zamanda zihinsel özürlü olduğunu farz etmek gibi)
· Çocuksu olarak,
· 'Olağandışı' olarak görülmektedir.
· Yardıma muhtaç
Engelliler hakkındaki bu tür yanlış anlamalar yetersiz ve hatalı bilgilere dayanmaktadır. Bu durum uygunsuz etkileşimler oluşturarak engellilerin toplum içinde eşit yaşam koşullarına sahip olmalarını yanlış etkilemektedir.
Oysa yukarıdaki yaklaşımların tersine, engellilere herhangi birisine gösterdiğiniz saygı ve ilgiyle yaklaştığınızda kendilerini rahatlıkla ifade ettiklerini düşündüklerinizden çok daha fazla, her alanda başarılı ve etkili olduklarını fark edeceksiniz.